Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Geliboluda bir gün daha-Kızlı sardalya


Sabah saat 6:30 da marş basıp Gelibolu limanından çıktık. Rüzgar oldukca hafifti. Yaklaşık 15 dakika kadar bir seyir yaptıktan sonra dün bizi yakalayan Poyrazın kaldırdığı ölü dalgalarla göğüs göğüse geliverdik. Henüz Marmaraya giriş noktası sayılan Çankaya burununa gelemeden bu şekilde 5 saat yol almamızın çok keyifsiz olacağı düşüncesi ile geri döndüm ve tekrar barınaktaki yerimize bağlandık.


İyiki de öyle yapmışız çünkü hafif dediğim sabah poyrazı giderek üstüne koydu ve saat 9-10 civarı 5 şiddetinde esmeye başladı. Her durumda dalgaları sancak omuzluktan alarak Şarköye kadar giderdik ama çok eziyet çeker, serpinti yer ve çalkalanırdık.


Limana bağlanıp tekneyi emniyete aldıktan sonra köpekler tasmalandı önce pazara gittik. Ayşe yine enginar, bezelye, taze fasulye ve sarımsak aldı. Sonra şehir parkında oturup kahvelerimizi içtik. Şehirde dolaştık çocukluğumdan beri bildiğim meşhur Alaeddin Kızlı Sardalyanın satış mağazasını görünce eski bir dost bulmuş gibi içeri girdik satış görevlisi genç kızla sohbet ettik birkaç nostaljik numune satın aldık. Burası da sanki bir müze gibi geldi bana. Türkiyede ton balığı konservesi yokken bundan 40-45 sene önce evimize seyrek de olsa Gelibolunun Alaeddin Kızlı sardalya kutusu girerdi.


Daha sonra tekneye gelip aldıklarımızı yerleştirdik. Ayşe öğle yemeği için düdüklü tencere veya kuvvetli LPG ateşi olmaksızın , harsız ispirto ocağımızda muhteşem bir zeytinyağlı taze fasulye pişirmeyi başardı. Fırından aldığımız taze beyaz tava ekmeği ve taze sarımsak eşliğinde afiyetle yedik.


Yemek sonrası biraz tembellik ve gazete mütalasından sonra, tekrar karaya çıkış, müzeleri ve çarşıyı gezme, Geliboluya has mevlevi tatlısı, peynir helvası ve en önemlisi bir çuval deniz tarağı (ilk kez dün akşam gördük tadına baktık ve çok beğendik) satınalması gibi önemli faaliyetler yürüttük. Tekneye döner dönmez deniz tarağı çuvalı bir iple bağlanıp teknenin bordasından denize sarkıtıldı. Akşam yemeği için pişirip benim gibi daha önce görmemiş olanlar için fotograflayıp raporlamak istiyorum. Bu gidişle ben kilo vermek bir yana kilo alarak tamamlayacağım bu geziyi Seyir defteri de gezip görmekten çok yiyip içmekten bahseder oldu.
Ne yapalım Poyraz esiyor böyle oluyor.


Posted by Picasa

3 yorum var:

Halil HAZİNEDAROĞLU dedi ki...

Ye babam ye...! Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar ye! Zeytinyağlı fasulye de bana bakıyo.....O kaşık benim mi yoksa?

Adsız dedi ki...

oğuz abim,
bu ülenin en güvenli yerindesiniz,karada yaşamak zor zanaat...

Adsız dedi ki...

Selam,Lando bir sofradan da eksik kal be oğlum.Biz senin bol haşhaşlı çörekten haber bekliyoruz. Oğuz benim ortanca birader Şarköyde aklında olsun.İstersen ben ararım ve sanada telefonunu yazarım.İleri .

Yorum Gönder