Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

26 Mayıs 2009 Salı

Gelibolu Antik tersane/liman ve Piri Reis müzesi


Gelibolu balıkcı barınağına bağlanır bağlanmaz balıkcı barınağının arkasından geçen yolun altından doğru içeri giden 5 m eninde ancak kamarası olmayan teknelerin girebileceği yükseklikte bir kanal gördük. Dışarı çıkınca ilk işim yolun arkasına geçip o kanalın nereye gittiğine bakmak oldu.



Arkada inanılmaz güzellikte , yüksek duvarlarla çevrili bir iç havuz şeklinde bir ikinci barınak vardı ve küçük kayıklar buraya bağlamışlardı. Bir çok fotografını çektim. Hemen yanındaki piri reis müzesi görevlisi ile konuşup bu çok ilginç yapının tarihini ve ne olduğunu öğrendim.



Osmanlının başkenti Edirne iken ve henüz İstanbul fethedilmemişken Geliboluya Osmanlının ilk tersanesi ve kalesi inşa edilmiş . Osmanlının ilk donanması 1394 yılında bu havuz tersanede ve çok ilginç bir yöntemle yapılmış.


Gördüğünüz havuzun dibi taşlarla kaplı. O zamanlar su seviyesine kadar kanal kapatılır içindeki su çıkrıklarla boşaltılır ve boş havuzun içinde bildiğimiz ince uzun yapılı ve hızlı osmanlı çektirmeleri, tirhandilleri 2'şer 3'er yapılır kalafatlanır ziftlenir ve sonra havuz kapakları açılarak tekneler oldukları yerde yüzdürülür ve dış limana alınarak kamara ve üst donanımları dışarıda yapılırmış.



Kanalın üstünden gelip geçenler içinse gerektiğinde kaldırılabilen ahşap bir köprü varmış. Şimdi o köprü yok. Yerine beton bir köprü üstüne asfalt ve işlek bir yol yapılmış. O sebeple yüksekce tekneler içeriye giremiyorlar.



Yandaki fotografta gözüken kale ise donanmanın ve ticari gemilerin su ikmali yaptığı eski bir sarnıç aslında.



1465 veya 70 de Gelibolu da doğan hacı Piri Mehmetin oğlu olan ve asıl ismi Muhittin Piri olan Büyük Osmanlı Amirali ve Bilim insanı Piri Reis, Her iki Haritasını da burada çizmiş ve Kitab Ül Bahriye'yi burada yazmış.

Sarnıcın üstü şimdi kapatılmış ama Piri Reis zamanında 1.5 m çapında bir delik varmış. Geceleri bu delikten yıldızların görüntüsü sarnıç havuzunun üstüne yansır ve bu yansıma üzerinde rasat çalışmaları yapılırmış.

Şimdi Bahçeşehir Üniversitesinin destekleri ile bu Sarnıç ve Rasathane binası Piri Reis Müzesi haline dönüştürülmüş. Geliboluya yolunuz düşerse mutlaka görünüz.

Yarın erkenden Şarköy istikametinde 24 mil yolumuz var. Tabi halen esmekte olan Poyraz müsade ederse.. .




Posted by Picasa

1 yorum var:

Halil HAZİNEDAROĞLU dedi ki...

Reis-ül lüle,
Hafifçe kafayı ya ben sıyırdım ya da sen....Yazıların sırasına bakınca, sen bi şekilde Gelibolu'ya ulaştıktan sonra Çanakkaleye tornistan yapıp tekrar Çanakkaleden çıkıp Geliboluya doğru yol alıp geliyorsun...Öööf! lütfen yazıları doğru yaz Reis, mecbur muyum tasnife...Bu arada Çanakkale boğazını geçtiğin için bundan sonra sadece REIS demeyip lüle lüle saçlarına bakarak REIS-UL LÜLE diyecem, OK mi?
Anladığım kadarı ile Avrupa kıyılarından doğru bize geleceksin yoksa Serhoş Oğuz gibi nakış mı işliyecen bi Avrupa bi ASYA diyerek....Overlokçu Kel Mamıt derim allahıma bundan böyle sana...Düşünsene Şarköy'de içtin şarabı, bindin gemiye haydi Narlı, oradan ver elini Tekirdağ, yedin köfteyi yallah Mudanya...oradan, oradan...Bursa'ya kebap yemeye...Lan oradan da Çorum'a anasını satiim, rakının yanına leblebi almaya...Oraya kadar gidince de geldin memlekete...Ulan Kel Mamıt, Tekne Mudanya da olum, şaşırttın mı?...Bas geri !

Öptüm yanaklarından, Marmara okyanusunu hoplatma da burada ıslanmayalım Reis-ül Lüle...

Yorum Gönder