Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

15 Haziran 2009 Pazartesi

İstanbul boğazı ve haliçte 26 mil

Tehlikeli Madde ve Yakıt tankerlerinin yoğun geçişi ile Boğazların bir boru hattı gibi kullanımına karşı düzenlenen protesto etkinliği için önce yokuş yukarı akıntıya karşı tam 10 mil yolu 2 saat içinde tamamlayabildik.

Yokuş yukarı çıkarken tüm küçük tekneler boğazın Rumeli yakasına iyice yaklaşıp öyle ilerlediler. Çünkü bu şekilde yapılan bir seyirde akıntının etkisi en az hissediliyordu.

Ancak boğaz kıyılarında kamış ile balık tutanlara dikkat edilmesi şart. Bir kere oltalarını oldukca uzağa atabiliyor ve balık heyecenı ile yaklaşan bir tekneyi fark edemeyebiliyorlar. Onun için kurşunlardan sakınıp yaralanmamak veya balık gibi bir oltaya takılmamak lazım.
İkinci dikkat etmek gereken konu da bu arkadaşların oltalarını kesmemek ve bu yüzden onların keyfine limon sıkıp hayır dualarını almamak.

Haliçten çıktıktan sonra Dolmabahçe sarayı önlerine kadar biraz fazla olan çalkantı giderek azalıyor ama hiç bitmiyor. Akıntı ise her yerde var. Özellikle Arnavutköydeki akıntı burnunu geçmek oldukca sıkıntılı. Burada motoru küçük kaldığı için ilerleyemeyen ve diğer irice teknelerden halat almak zorunda kalan bazı küçük tekneler oldu. Ama benim görebildiğim tüm tekneler el birliği ile akıntı burnunu aşmayı başardılar. Rast akıntı burnundan geçerken 5.5 mil olan hızı 3 mile kadar düştü.

Beykoza Yeniköy önünden geçiliyor. Biz geçerken gemi trafiği olmadığından rahat bir şekilde geçiverdik karşıya. Sinop'a giderken yanlız olacağımızdan ve gemi trafiği de kesik olmayacağından daha dikkatli geçmemiz gerekecek. Ama aynı noktadan geçip Poyraz limanı ile Beykoz arasında kalan 7 mil yolu Anadolu yakasından tamamlamayı düşünüyorum.



Geri dönüş akıntı ile beraber daha az mazot yakarak daha kısa sürede (1 saat 25 dakika) ve çok da yalıya yanaşmadan biraz ortadan giderek tamamlandı.

Rıhtıma bağlanıp günü sonlandırmadan önce Halic'in gidebileceğimiz en son noktasına kadar gidip dönerek ilave bir 5 mil daha yaptık . Bu 5 mili ayrıca anlatmayı planlıyorum.

Bu etkinlik sayesinde boğaz ve Haliç'te toplam 26 mil yol yapıp ikinci etaba başlamadan önce hem boğaz seyri için bir antreman, hemde motorun ve pervanenin kontrolunu yapmış olduk. GPS cihazımız takılı olduğu için yeni pervanenin performansı da belli oldu. Motor 3600 devire çıkabiliyor ancak hızda değişen çok bir şey yok. Pervane değişmeden en çok 7.2 mil hıza ulaşırken yeni pervane ile bu hız sadece 7.5 mile yükseldi. Ben daha fazla bir artış olacağını umuyor idim.
Posted by Picasa

Türk boğazları petrol boru hattı değildir


Rast'ı haliçte bağladığımız rıhtım K.Mustafa Paşa Balıkcılık kooperatifinin sorumluluğunda ve denetiminde olan bir rıhtım. Oraya teknelerini bağlayanların büyük çoğunluğuda bu kooperatifin üyesi.
Rast'ı bağladığımız tonoz da yine bu kooperatifin üyesi olan ama teknesi 1-2 aylığına karaya çekilmiş olan Ahmet beye ait.

Geçtiğimiz hafta kooperatifin başkanı olan hemşehrim Nihat Önder şaka yollu tekneyi oraya bağladığıma göre kooperatif üyelerinin topyekun katılacakları bir etkinliğe benim de katılmam gerektiğini söyleyince ve etkinliğin '' Doğa ile barış derneği tarafınca boğazlardan yakıt ve kimyasal madde yüklü tankerlerin geçişine karşı düzenlenen bir protesto'' olduğunu öğrenince memnuniyetle katılacağımı bildirmiştim.

Bu kapsamda 14 Haziran Pazar günü saat 10:00 da herkes teknesinin başında idi. Teknelerimize organizasyon komitesince hazırlatılmış pankartları, bayrakları takıp özel tişört ve şapkalarımızı giyip hazırlıkları tamamladıktan sonra saat 10:30 da toplu olarak hareket ettik. Sadece bizim rıhtımdan 40 civarında tekne yola çıkmıştı . Biz hareket ettiğimizde hem önümüzde hem ardımızda başka rıhtımlardan hareket etmiş ve etmekte olan diğer teknelerinde Haliçten boğaza yöneldiklerini gördük.

Galata köprüsünün altından sıra ile çıkıp Salıpazarına doğru boğazın çalkantılı suları ile dans etmeye başladığımızda yüzlerce amatör ve balıkcı teknesi önümüzde, bir o kadarı da arkamızda boğazdan kuzeye doğru tırmanmaya başlamışlardı.

Kimi Zeytinburnundan kimi, Küçükçekmeceden, İstanbulun her barınağından irili ufaklı tekneler itirazlarını karınlarına yazmış, azimle akıntıya karşı ilerliyorlardı.

''Türk boğazları Petrol boru hattı değildir !''
''Ölüm gemilerine hayır!''
''Tehlikeli Madde taşımacılığına hayır!''
''Boğazlarda Tanker kazaları İstemiyoruz!''

Hatırlayıp fotograflayabildiğim sloganlardan bazıları idi.

Boğaz boyunca Yaklaşık 2 saat süren bir yoldan sonra Beykoz koyuna ulaştığımızda 1000'i aşkın teknenin orada toplandığını gördük. O hengamenin arasında demir atmak, sürekli yön değiştiren bir rüzgar ve akıntı nedeni ile yer bulup tutunabilmek hiç de kolay olmadı.

Bu şekilde 1-2 saat kadar oyalandıktan sonra organizasyon komitesi botlarının uyarıları ile hep birlikte hareket edilip toplu olarak boğaza girildi. Ön saflarda epey bir hareket, helikopterler hatta uçaklar ve muhtemelen medya vardı ama biz biraz tembel davranıp arkada kalınca pek göremedik ve tabi görünemedik.

Dönüş yolu akıntının da yardımı ile çok daha kısa sürdü. Ama sanıyorum ses getirecek bir etkinliğin içinde yer alıp, boğazların, İstanbulun korunabilmesi için devede tüy kadar da olsa bir faydamız olmuş olabileceği düşüncesi ile rıhtımımıza huzur içinde döndük.

Ben bir çok teknenin fotografını çektim ama Rast'ın bu etkinlikteki fotografını başka bir tekneden veya karadan çekmeyi akıl edemedim. O yüzden ben de bu etkinliğin içinde bile huzur içinde uyumayı başarabilen süper eylemci Zeynel hocamın fotografını ekliyorum.

Boğazlarımızı, Eşsiz İstanbulumuzu, Güzelim Çanakkalemizi Sevelim ve Koruyalım...



Posted by Picasa

Boğaz eyleminde kimler vardı


Pazar günü yaptığımız Boğazlar ''tehlikeli gemilere kapatılsın'' eylemine Haliç/Cibali rıhtımındaki herkes katıldı. Tabi Rast'ın sancağındaki komşu tekne olan Aşık adlı balıkcı motorunun yakışıklı tayfası Paşa da en ön saflarda yerini almıştı.

Eylemin ilerleyen saatlerinde Paşaya eylemin tişört'ünü de giydirmişler ama ne yazık ki göremedim ve fotograflayamadım.


Eyleme katılmak üzere dün sabah Rast'a benim Sinoplu arkadaşlarım geldiler. Denize, tekneye, eyleme çevreye ve etkinlik sonrası çilingir sofralarına meraklı ve duyarlı eski tüfekler oldukları için kendilerini ben aramış haber vermiştim. Hiç biri beni kırmadı tam zamanında rıhtımdaydılar.


Tekne küçük olduğu için sadece 3 kişi çağırabildim. Tekne 30 kişilik olsaydı 30 kişi de çağırırdım. Hiç biride sektirmezdi eksik olmasınlar.


Paşa onları tanımadığı için başta biraz huysuzluk yaptı vize sordu. Söylendi hatta hafif küfürle karışık biraz da tehdit etti, havladı hırladı .
Ne zaman ki yeni gelenler etkinlikle ilgili tişörtleri ve şapkaları giydiler o zaman onların da bizim takımdan olduklarını anladı ve söylenmeyi kesti. Kısa bir süre sonra 18 litrelik bir su damacasını dişleri ile 2 dakikada paramparça ederek küçük bir gösteri bile sundu yeni arkadaşlarımıza.



Paşanın altındaki fotografta Sivricede beraber Uskumru tuttuğumuz Mehmet , onun yanında Sinopta beraber çinekop tuttuğumuz Tahir, bir alttaki fotografta ise Sinop'un amatör olta balıkcılığına çok katkısı olan ve beraber palamut tuttuğumuz Zeynel Hoca Rast'ın konuğu oldular.


En alttaki fotografta ise kooperatif başkanı ve daha bilumum sivil toplum örgütünün eski başkanı, mevcut başkanı veya gelecekteki başkanı cemiyet insanı hemşehrimiz Nihat Önderin teknesi ''Önderhun'' görülmekte.

Nihat Önder'in yanındaki ise yine bir Sinoplu olan emekli beden eğitimi öğretmeni Kerim hocamız.


Farkettim ki güzel ülkemizin her köşesinden gelip katılan çevre bilinci gelişmiş katılımcıların yanında bir sürü Sinoplu da '' İstanbulu seviyorum onu koruyalım'' tişörtleri giyip boğazların selameti adına etkinliğe katılmış oldu .

Doğrusu hoş da oldu.






Posted by Picasa