Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

22 Mayıs 2009 Cuma

Ayvalık limanından çıkış


İnsan sesten uyanır öyle değilmi ? Ama ben sessizlikten uyandım bu sabah. Rüzgar uğuldaması, çarmıh, mandar takırdısı şu şıpırtısı hiç bir şey yoktu. Hani fırtına sonrası sessizliği derler ya tam öyle. Hava henüz aydınlanmamıştı zorladım kendimi biraz daha yataktan çıkmamalıyım diye.


Gün ağarmaya yüz tuttu çıktım kamaradan dışarı. Günlerdir kapalı duran kıç havuzluğun tentesini topladım kaldırdım. Benim sesime Ayşe uyandı. Kıçtaki koltuk halatlarını çözdü içeri aldı. Ben o arada köpekleri dışarı çıkardım geldim marş bastık tonoz halatını yerine bağladık ve marinadan ilk çıkan biz olduk yaydan boşalır gibi.
Saat tam 6:45 idi. Barometre yükselmeye devam ediyordu.


Pazartesiden Cumaya tam dört gün bekledik poyrazın yolumuzdan çekilmesini. Balık tutmak vaya denize girmek için liman içine bile çıkmamıza müsade etmemiş bize de ufunet basmıştı artık.


Biz yönümüzü Lale adası ile Cunda adasını birbirine bağlayan ''Türkiyenin ilk boğaz köprüsüne çevirmişken Ayşenin kurutmak için kıç üstüne astığı bir demet taze kekik sanki el sallıyor hoşca kal diyordu memleketine.


İki gün önce Cundaya giderken taksi şoföründen rica etmiş köprünün ve tabelasının üstten fotografını çekmiştim altından geçmeyi planladığım için. O fotoyu da buraya koyuyorum.


Ve son fotografta görüldüğü üzere Cunda adasının arkasından dolaşmaktansa köprünün altından kestirmeden çıkıverdik Edremit körfezinin sularına İzmir ve Çandarlıdan sonra üçüncü açık körfez geçişimizi yapmak üzere.




Posted by Picasa

0 yorum var:

Yorum Gönder