Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

26 Haziran 2009 Cuma

Karadeniz Ereğlisine yağmurla beraber


Akcakocada sabah şiddetli yağmur sesi ile uyandığımda saat 7:00 olmuştu bile. Acele ile kalkıp arka havuzun çevresindeki tenteyi indirip ilikleyip fermuarlarını kapatana kadar minderler kısmen ıslandılar. Bu arada benim sesime Ayşe de uyandı havaya baktık yağmur sıkı idi ama rüzgar yoktu. Bu yüzden Ereğli hedefli olarak yola çıkmaya karar verdik.

Motoru çalıştırıp kıçtaki ipleri çözdük ama baştan attığımız ırgatlı demiri alırken demirin halatı ırgata sıkıştı. Bu iş 15-20 dakika bizi oyaladı ve ırgat hafif hasar gördü ama sonunda sorunu çözüp demiri yukarı alabildik.

Akçakoca barınağından çıkıp yola koyulduğumuzda saat 8 olmuştu. Nerede ise Ereğliye kadar yağmur durmadı desek yeridir. Bir hafifledi bir şiddetlendi,Bizde resimde görüldüğü gibi sürekli arka tentelerimiz kapalı olarak devam ettik seyire. Kah güneş çıktı kah bulut örttü derken Alaplı çayının açıklarına kadar geldik. Yol boyu rüzgar çok hafif olarak başlarda keşişleme eserken Alaplıdan sonra Karayele çevirdi ama şiddetlenmedi.

Alaplıdan sonra Düzce sularından çıkıp Zonguldak sularına girdik. İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Düzce suları bitti Zonguldak başladı. Geride Bartın, Kastamonu ve Sinop sahilleri kaldı.

Karadeniz Ereğlisine yaklaştıkca en önce Erdemirin bacalarından çıkan dumanları gördük. Daha sonra şehir yavaş yavaş yaklaştı. Önce Erdemirin bir görüntüsünü ekledim ardından Yaklaşan Ereğli'ninkini.

Bugün de 20.5 mil yol alıp saat 11:30 da Limanın solundaki barınağa girdik ve boş bulduğumuz yüksekce bir rıhtıma rıhtıma bordaladık. Biz bordalamak üzere rıhtıma yanaşırken oradaki yaşlıca bir belediye temizlik işcisi yaklaştı ve Ayşe baş ipini ona attı. Adamcağız çımayı halkadan geçirdikten sonra tekrar geri verirken Ayşe teşekkür etti ve adamın bir sorusuna cevap verdi. Bunun üzerine yurdum insanından kısmen haklı nedenlerle şöyle bir yanıt geldi. ''Maşallah Türkceyi de iyi öğrenmişin.'' Güzel bir anı olarak hep hatırlayacağız.


Yarım saat sonra bu rıhtımda genelde büyük teknelerin olması ve agenta botlarının içeri dışarı çok hızlı gidip gelerek dalga yapması üzerine rahat edemeyeceğimizi anladık ve ilk başta gözden kaçırdığımız irili ufaklı balıkcı ve amatör teknelerinin bağlandığı diğer barınağa geçtik.

Bu barınak ise çok kalabalıktı ama her yerde olduğu gibi buradaki balıkcı arkadaşlar da yardımcı oldular ve bize çok güzel bir yer açıp demir atmamıza gerek kalmadan büyükce bir dalgıç teknesine bordalamamızı sağladılar. Posted by Picasa

0 yorum var:

Yorum Gönder