Ağvadan Kefkene

Ağva'da iki çanta mazotumuzu alıp kumanya ikmalini ve en önemlisi karasineklerle mücadele için sinek savar mühimmatı aldıktan ve yemeğimizi yedikten sonra internete girip ben raporumu yazmaya Ayşe de işlerini yapmaya hazırdık. Ben tekneyi ve 12 V adaptörü Ayşeye terkedip laptopu kaptığım gibi önüne bağladığımız çay bahçesinin masalarından birine kuruldum.

Laptopun fişini 220V'a takıp, sırayla çayları kahveleri söylemeye başlayıp, kurşun atsan işlemez halde rahata kavuşunca yazmanın dozunu kaçırıp tam 5 rapor yazmışım.

İşim bitincede kahvenin ve yandaki meyhanenin sahibi Salih ustayla sohbete dalıp birlikte uyku ilacı niyetine 2 tek atınca da saat 2 gibi zor yatabildim.

Buna rağmen sabah 5:30 da uyanıp 6:00 da marş basmayı başardık. Amacımız Kefkene kadar gidip orada havayı kontrol ettikten sonra Karasu istikametine hatta belki Akcakoca'ya kadar devam etmekti.

Karadeniz bugün de bize gülen yüzü ile günaydın demişti ve çok rahat bir kıyı seyri yaparak saat 9:00 da Kefken barınağına girdik. Rıhtıma geçici bir şekilde bordaladıktan sonra hemen oradaki balıkcı kahvesinde birer çay içip interneti kontrol ettik önümüzdeki hava oldukca iyi idi. Balıkcı arkadaşlar da Ereğliye kadar rahat rahat gidebileceğimizi söyleyince liman çevresinde küçük bir tur yapıp saat 10:00 da ayrıldık Kefken'den.

Ağva, Bağırkanlı, Kerpe ve Kefken arasındaki toplam 18 mil boyunca çok güzel koylar, kayalıklar ve Sahiller geçtik. Kilimi denilen bölgede Muhteşem koylar var ancak neredeyse tamamı yıldıza ve poyraza açık. Bu koylar tüm rüzgarlara kapalı olsa ve mevsim biraz daha uzun olsa İstanbul ve Kocaeli arasındaki bu bölge Göcek gibi bir yat turizmi merkezi olabilir. Yinede bazılarına karadan ulaşılabiliyor ve epey ziyaretcileri var.