Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Sinop Tanıtım yazıları 2- Diyojen ve Muhalifler


Sinopu tanıtmak amacı ile başlayan bir dizinin en tepesinde olmayı hak eden kişi tartışmasız hemşehrimiz filozof Diyojendir. Şehrin girişindeki bir alana 3 m boyundaki bu heykeli dikmeye cesaret eden ve örümcek kafalı tutuculardan gelen her türlü eleştiriye göğüs geren bir önceki belediye başkanı Zeki Yılmazer oldu. Zeki başkan daha sonra istifa etmiş de olsa AKP den seçilmiş bir başkan idi ve kendisinden önce başkanlık eden onlarca sosyal demokratın yapamadığını ilk yılında yapıverdi.

Otorite ile arasının iyi olmadığını ve olabilecek en sade şekilde yaşamını sürdürdüğünü bildiğimiz Diyojen Sinop doğumlu.
Aradan geçen bin yıllarda, Sinop'un demografik yapısı, yaşayanların dilleri ve dinleri değişmiş. Yaşayanlar değişmiş. Ama Diyojenin ruhu hep burada kalmış olmalı ki, temel prensipleri olan, tevazu ve aza kanaat ve protest yapısı günümüz ortalama Sinoplu'sunda hala bir şekilde devam ediyor.

Cumhuriyet döneminde başka şehirlerden veya köylerden gelip yerleşenler zamanla kasabanın zenginleri olmuşlar. Sinop'un yerlileri ise kalender yapıları ile az çalışmış, çok eğlenmiş, çok laf üretmiş günlük nafakayı doğrulttuktan sonra rakıyı nevaleyi düzüp ya bir ağaç altına yatıp ya da bir kayığa atlayıp şarkısı ile şiiri ile muhabbeti koyulaştırmışlar.

Sinop'un yerlilerinden çok ünlü insanlar çıkmamış. ( Ünlü olmak için biraz hırs gerekir çünkü.) Ama ünlü rejim Muhalifleri yetiştirmişiz. Dr. Rıza Nur gibi, Behice Boran gibi. Üstelik kendi muhalifleri yetmezmiş gibi, gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde Sinop siyasi muhaliflerin sürgün veya hapis yeri olmuş. Benim İzzet dedem bile Sinop'a sürgün gelmiş Burhan Feleklerle beraber. Sonra burada avukatlık yaparken babaannemi bulmuş, iç güveysi girmiş ve biz Sinoplu olmuşuz.

Bir de Atatürkten sonra nedense tüm seçimlerde Sinoplular tercihlerini çoğunlukla kaybedenden yana kullanmayı yani yine muhalefette kalmayı becermişler. (Burada sahil ilçelerini özellikle de merkez ilçeyi kastediyorum.)

Aslında niyetim Sinop tarihi ile ilgili bilgiler vermekti ama bu yazı böyle gelişti biraz işe eğlenceli yanından bakıverdim.

Bundan sonraki yazı da Tunç çağından başlayan ve Nükleer çağda devam etmekte olan Sinop tarihini anlatmaya başlayacağım. Bitirebilirmiyim bilmiyorum. Ama kesin başlarım.
Posted by Picasa

2 yorum var:

Unknown dedi ki...

Oğuz bey,

İyi akşamlar.
Behice Boran'ın Sinop'lu olduğunu bilmiyordum.
Belirttiğiniz gibi;muhalefet,aykırılık,etik değerlere bağlılık bizim genlerimizde var.
Sizi özledim.

Saygılarımla,
Seyfettin Gündüz

nevzat dedi ki...

Diyojenin heykeline sevindim,benim geldiğim zamanlarda eksikliğini hissediyordum.O zamanlar diyojen isminde bir cafe veya disco gibi bir yerler hatırlıyorum sanki..Bir de orman kampını,güneş batışı harika oluyordu.Kampta kalırken yaptığım Sinop manzaraları hala duruyor,sanırım 81 senesi.o zamanlar sadece resim yapardım,bir kaç dakika içinde karalama birşeyler olurdu,arasıra güzel işler çıktığı da olurdu.Şiirler de yazabilseydim keşke.Sinopu çok sevmiştim,Necatinin taşınması ile birlikte bizim Sinop seyehatleri de kesiliverdi..
Yazdıklarını okumya devam ediyoruz..Hoşça kal selam ve sevgiler..

Yorum Gönder