Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Sinop tanıtım yazıları 4- Roma dönemi ve sonrası


Bugünkü dersimizin konusu Sinop tarihinde Roma dönemi ve sonrası. Görsel olarak ünlü Fransız gravür sanatcısı Jul Lorens'in bazı Sinop gravürleri eşlik edecek. İlk gravür bozburundan şehre bakış. İkincisi mevcut büyük caminin cümle kapısı. Üçüncüsü şu anda çok daha iyi durumda olan Pervane medresesi. Dördüncü gravür ise günümüzde bir kısmı yok edilmiş olan Cumhuriyet ilk okulunun arkasındaki kale duvarlarını gösteriyor.

ROMALILAR DEVRİNDE SİNOP :
MÖ. 70 yılında Roma İmparatorluğu işgal ettiği bu toprakları yeniden tanzim etmiş. Pontus Krallığını Kızılırmak'tan itibaren ikiye bölerek, doğu parçasının idaresini yerli sülalelere vermiş, içinde Sinop'un da olduğu batı parçasını ise doğrudan doğruya bir Roma eyaleti haline getirmiştir. Sinop'un Roma idaresine geçmesi tarihte önemli bir dönüm noktasıdır. Bilhassa Cesar zamanında şehre maddi yardımlardan başka, yeni Roma kolonileri gönderilmiş ve genişleyip büyümesi sağlanmıştır.


BİZANS DEVRİNDE SİNOP :
Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma topraklarında kalan Sinop yavaş yavaş küçülmeye başlamıştır. Hıristiyanlığın geliştiği bu dönemde şehirde ticaret ve kültür, dini olaylar yüzünden gerilemiştir. Sinop'ta bu dönemde yapılan en önemli Bizans yapıtı halen kalıntıları bulunan Balatlar Kilisesidir.

SELÇUKLU DÖNEMİ :
1204 yılında 4. Haçlı Seferinde İstanbul Latinlerce zapt edilip, Bizans İmparatorluğu dağılınca Sinop Trabzon Pontus Rum Devleti'nin elinde kalmıştır. Daha sonraları Anadoluya gelip yerleşen ve kuvvetli bir devlet kuran Selçuklular ile Trabzon Pontus devleti ile aralarında bir vergi sorunu çıkıncaya kadar Sinop bir Pontus şehri olarak kalmış ancak bu sorun üzerine 1214 tarihinde Selçuklu devletinin başında olan Sultan İzzettin Keykavus'un emri ile dirlik sahibi tüm Vilayet Beylerinin katıldığı bir sefer ile Selçuklu ordusu Sinop'u ve çevresini fethetmek üzere yola çıkmıştır. Selçuklu ordusunun gerek hazırlığından, gerek gidiş yolundan haberdar olmayan Tekfur Sinop yakınlarında 500 atlı ile avlanmakta iken yakalanmış ve 3 gün sonra kale önüne getirilerek Sinop'un teslim olması istenmiştir.
Önceleri teslim olmak istemeyen halk Tekfur'un öldürülmemesi, kimsenin canına kıyılmaması ve herkesin istediği yere gidebilmesi şartıyla 3 Ekim 1214 tarihinde kalenin anahtarlarını Selçuklulara teslim etmiştir.


Selçuklu idaresine geçtikten sonra baştan başa yeniden imar edilen Sinop'ta, önce Pervaneoğulları daha sonra Candaroğulları egemenliğini sürdürmüştür. (Sinop'ta halen ayakta kalmış olan tüm islami yapı ve eserler bu dönemlere aitdir.
Ne yazık ki Osmanlı döneminde bir kaç çeşme, savunmaya yönelik top tabyaları ve Ordu köyüne yapılan bir kemer köprü dışında hiç bir imar çalışması yapılmamıştır.Bu benim notum)

OSMANLI DÖNEMİ
15. yüzyılda gelişmeye ve büyümeye başlayan Osmanlı İmparatorluğuna Anadolu beylikleri katılmaya başlayınca Candaroğlu İsmail Bey'de Osmanlılara bağlılığını ilan etmiş ve böylece Sinop Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresi altına girmiştir.
Bir liman şehri olarak kullanılan Sinop'ta tersanede gemi yapımı bu dönemde de devam etmiştir.
1853 Osmanlı-Rus savaşlarında şehir top atışlarına tutularak yakılmış ve bu tarihten sonra, şehir iyice küçülerek kale içine çekilmiştir.

Bandırma vapuru ile Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk 18 Mayıs 1919 günü Anadolu'ya karadan geçmek için Sinop Limanına uğramış, ancak o tarihte Sinop-Samsun arasında karayolu olmaması sebebiyle yolculuğuna gemiyle devam etmiştir.


Osmanlı döneminde Sinop idari teşkilat olarak merkezi Samsun olan, Canik Livasına bağlanmış, Tanzimat'ın ilanından sonra Kastamonu'ya sancak olmuş, Cumhuriyet döneminde 1924 yılında Kastamonu'dan ayrılarak il haline getirilmiştir.

Bir sonraki yazıda tüm bu tarihce üzerinde değişik dönemler, yönetimler,ve Sinop'un ekonomik ve sosyal gelişimi ile ilgili resmi olmayan kendi kişisel görüş ve yorumlarımı aktarmak istiyorum.


Posted by Picasa

1 yorum var:

Mete dedi ki...

Oguz,

13 uncu yuzyilda Mogollarin Anadolu macerasi sirasinda Ipek yolu ticareti (eski guzergahtan) zorlastigi icin anladigim kadari Karadeniz limanlari populer olmus. Venedik, Cenova tekneleri Trabzon-Sinop cviarlarindan Ipek yoluyla gelen mallari aliyorlarmis. Hatta Marco Polo da bolgeden boylece gecmis. Bolge bir iki yuzyil epey ticaretten gelen zenginlik yasamis. Detaylarina bakmadim.. bolge

Bence tarihin ekonomik agrilikli incelenmesi cok enteresan.

Yorum Gönder