Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

4 Haziran 2009 Perşembe

Ve cibaliye bağlandık

2 Haziran Salı


Unkapanı köprüsünün altından geçer geçmez hoş bir sürpriz karşıladı bizi. İki tane deniz temizlik teknesi halici temizlemeye çalışarak bize doğru geliyordu. Bir tanesinin önünde bir temizlik işcisi elinde ağ kepçe ile denizdeki poşetleri vb. balık yakalar gibi yakalıyordu. Ayşe resimlerini çekti. Bir tanesini buraya koyuyorum. Bu işi yapan emekcileri ve onların yöneticilerini yürekten kutluyorum.

Yetersiz de kalsalar bu tip çabaları desteklemeli ve alkışlamalıyız diye düşünüyorum. Çünkü'' marifet iltifata tabidir'' lafına çok inanıyorum.


Rıhtımda yerimizi elimizle koymuş gibi bulduk ve bağlandık. Ayşe eve götüreceğimiz yıkanacak eşyaları ve bilgisyar vb kıymetli malzemeleri toparlar ben de tekneyi deli bağlar gibi her taraftan sıkı sıkı bağlarken, eski iş arkadaşım Murat Zorluoğlu kardeşimiz elinde bir şişe ile çıkageldi.

Şaşırmadık çünkü 2 saat önce telefonla aramış yardım rica etmiştik. Getirdiği şişeyi patlattık. Öğlen sıcağında minik bir kutlama yaptık ve hafif çakır keyif bir durumda Murat bizi Levente arabamıza ve evimizin anahtarına kadar ulaştırdı.


Böylece yolumuzun ilk yarısını yaklaşık 350 mil yol katederek salimen tamamlamış olduk.
Darısı ikinci yarıya. 15 Haziran gibi ikinci etaba başlamayı düşünüyoruz. Ama önce motorun ilk 50 saat (aslında 74 saat oldu) bakımının yapılması ve performansını beğenmediğim pervanenin elden geçirilmesi var. Bu gelişmeleri de burada fotograflarla beraber yazmaya devam edeceğim.


Bitmedi.....

Posted by Picasa

3 yorum var:

Unknown dedi ki...

Oğuz bey,

Hoşgeldiniz.
Sizi çok özledik.
İkinci etaba başlamadan görüşürsek hasret giderir,kutlama yapabiliriz.

Saygılarımla,
Seyfettin

Halil HAZİNEDAROĞLU dedi ki...

Ustaların Ustası, Reislerin Reisi, Defteri Kebir, Kaptanı Derya Kel Mamıt.....

Bugün İmes'te Halk günü yapıp bilumum Şahin, Doğan ve de Torosun karbüratörünü elliyecem ayağına izdiham yaratmış, sonra da benden habersiz Ümraniye'de Nur Ablada yemeği beleşe getirmişsin...Bu yemekte benim hakkımı yediğin için seni affetmeyecem Müdür....O kalleş Kadime de haram zıkkım olsun sana yedirdikleri...
Uskuru yaptıracam diye birşeyler yapıyorsun ama bu arada egzosta da bir susturucu taktır diyorum...
Bu arada usta, geçen bana telefon açıp ayarlamı istediğin kamyon hazır, ne zaman istersen tekneyi yükleriz ama Kamyon sahabı "Ben Poyrazköy'e kadar gidemem, Beykoz'dan bindirin tekneyi" diyo..."Lan oğlum, uğurlamaya gelenlere nasıl numara çekeriz" de diyemedim, artık Poyrazköy'e kadar bi zahmet kullşan tekneyi usta...İzmir'den böyle Kamyon üzeri gelmek, yerleşim yerlerine yakın indirip, bir-iki resimle tekrar kamyona alıp yol almak kolaydı ama Karadenizde sahilden yol yok Müdür...Üstelik kamyoncu para peşin diyor...Valla ben kefil olmam, lan bu kadar madik yedikten sonra bir de Karadeniz Tarak'ı yemek var ucunda...Neme lazım...
Neyse, güç bela Poyrazköy'de kamyoncu bekliyecek sizi...Ulan tekneyi kamyona yükle-indir bindir acaip vücut oldu sende usta...
Millete de acaip numara çekiyon, yok dalgalar çok sert, yavruları bayıldık, palamarı da çözdük, demiri de attık denize anasını satiim diyerek...Reis, senden korktum ben...Bu numarayla sen Air France'ı aramaya da gidersin diyecem ama kamyoncu su koyverecektir, haberin ola...

Merbalıkta seni bekliyecem, Kamyoncu da gelecek, parayı yada yavruları hazır et....

Halil HAZİNEDAROĞLU dedi ki...

Eeee! Hala burada mal gibi bekliyoz Reis...Bitmedi dedin ama tefrikalarda tekleme var. Haber vereyim, kuyrukta kıpırdanma var, milleti tutamıyom, kaçanları iğdiş ediyim mi diye Kadim soruyo...Ulan bu herif neden bu kadar sapık ki acep?
Bu arada Reis, bu haftasonu senin tekneyi birkaç saatliğine ödünç alacam, fotoğraftaki yerden nerede olduğunu anladım, hani gelipte bulamazsan merak etme...Ben motoru çalıştırmasını bilirim, umarım depon da doludur, değilsede ben doldurur parasını senden sonra alırım.

Kamyoncu Kazım, avans istiyo, bende kendisine Reis sana TARAK verecek dedim, çok kızdı, küfretti ama burada ne dediğini yazamam, adam sizin ailenin seceresini taa! Yontma taş devrine kadar saydı Reis...Kulakları da çok kızardı, bilmem artık...

Yorum Gönder