Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

4 Haziran 2009 Perşembe

Köprülerin altından Halice giriş

2 Haziran Salı


Kendimi bilerek ilk İstanbula geldiğimde 5-6 yaşlarında idim. Annemle beraber yaz tatillerinde Emirgana dayımlara gelirdik o yıllarda. Vaktimizin çoğu Emirgan'da geçer ama arada sırada annenanem hadi İstanbola gidiyoruz diyince sevinçten yerimde duramazdım. Annemin, yengemin veya anneannemin eline yapıştığım gibi koştura koştura inerdim Boyacıköy durağına ve hep 22 veya 22A hat numaralı kırmızı bej boyalı Mercedes marka İETT otobüslerine biner tıngır mıngır Eminönüne gelirdik.



Annemlerin işi çoğunlukla Mısırçarşısı Mahmutpaşa, Kapalıçarşı güzergahında olur alışveriş yaparlar, ben de yanlarında çanta gibi etrafımı seyrederek köyden indim şehire misali gezerdim.


İşte o günlerde en çok hoşuma giden iki şeyden biri Mısır çarşısındaki muhallebicilerde dondurmalı tavukgöğsü yemek, diğeri ise Galata köprüsünden geçmek ve köprüyü seyretmekti. Anneannemin bana anlattığına göre köprünün yüzmesi ve ortasının geceleri açılması hep kafamı kurcalardı.



Sonra yıllarca üstünden araba ile veya yaya olarak binlerce kere geçtim çoğu kez nereden geçtiğimi bile farketmeden. Köprü bir iki kez tadilat gördü hatta değişti.
50yıl sonra biz bugün ilk kez altından geçtik. Geçerken de Merbalığa merhaba dedik. Öbür taraftan çıkıp önce sola döndük Süleymaniye camisini sonra sağa döndük Galata kulesini selamladık.

Ve ilk etaptaki yolumuzun son köprüsü olan Unkapanı köprüsüne doğru devam ettik.

Unkapanı köprüsünden sonra bağlanma yerimize gelecektik. Yolda Sinoplu dostum Nihat Önder'le telefonlaşmış bağlama yerimizim kesin koordinatlarını almıştık. Kadir Has üniversitesini biraz geçecek, belediyenin Haliç sosyal tesislerinin önündeki rıhtımda Aşık adlı teknenin iskele tarafındaki mavi şamandralı boş tonozun halatını alacak ve oraya bağlanacaktık. Aşık adlı teknede Paşa adlı büyük bir Rotweiler yaşıyordu ona dikkat edecektik. Bizim köpekleri ham yapabilirdi.
Posted by Picasa

1 yorum var:

Halil HAZİNEDAROĞLU dedi ki...

Büyüksün sen Usta,

Kendini 5-6 yaşında bilmenden belliydi 8 numero şapka takacağın...Yalnız, bu şapka bildiğin şapka diil, onu da söyliyim...Daha o yıllarda, "Galata köprüsünden Boğaz köprüsünü seyrediyordum" partalıyla, yaşını mı ufaltmaya çalışıyor bu Reis acaba diye düşünmedim dersem yalan olur allahıma....Neyse, selam verdiğin yerleri sayarken, aklım çıktı bir ara..."Ulan şimdi bir selam da Zürafa Sokağa çakar mı Reis?" diye niye yalan söyliyim korktum bir ara...Çocukluğunun değilse de gençliğinin heba olduğu sokaklar ne de olsa...
Bu arada, artık buranın Yalan dolan önleme editörü olduğumdan dolayı yaptığın bir yanlışı da tekzip edeyim....Senin çocukluğunun geçtiği yıllarda, IETT Mercedes otobüs kullanmıyordu Reis, yine yaşını gençleştirmeye başlamışsın...O yıllarda bahsettiğin hatlarda ya Leyland ya da Magirus'ler çalışıyordu, bir ihtimal Skoda'da olabilü...Daha sonra gelen İkarus'ler den sonra Mercedes'ler ortaya çıktı ki bu da neredeyse 90-lı yılların sonuna denk gelir..Lütfen böyle yanlışlar yapma Reis, Sana yakışmıyor...Partal at, ama yanlış yapma....
Son olarak da son cümlene takıldım...Bir hayvansever olarak "Ham yapacaktı" kelimen bir felaket Reis, gözlerimi kapatıyorum, baba iğrenç be...Bir de Rothweiller, Koca poponla sen orada dururken senin çıtırları n'apsın Reis?
Bir daha böyle ham yaptı, cam yaptı diye de yazma lütfen...Eve gelmenin heyecanı ya da Merbalıkta pişen etlerin sen de yarattığı vahşi, kudurgan duygularının baskın çıkması olarak bu defalık kabul ettim...Roth'da bir hayvan, onu da sevelim lütfen...Kışkırtıcı olmak ve provokatörlük sana yakışmıyor Reis, Nerede o üstün vasıfların....? Yapma lütfen...
Köprünün altına çok takılmışsın gibime geldi Reis, Nostaljik felan birşey mi var? Yani anlatırsan dinleriz...Allah, Allah! diyerek noktayı koyayım.

Güzel bir haftasonu tatili diliyorum...

Saygı ve sevgilerimle,

Pashaların pashası....

Yorum Gönder