11 yaşında iken annemden gizli işbu kulübün lisanslı yelken sporcusu olmuştum. Kulübe 150 m mesafede bir evde otururduk. Evde olmak zorunda kalmadığım her saniyeyi kulüp bahçesinde denizde veya karada teknelerle, ve yelkenlerle uğraşarak geçirir , yüzer, balık tutar, midye çıkartır dünyayı unutur bu yüzden eve sürekli geç kalır anneme ve babama her seferinde hesap vermek zorunda kalır haklı olarak azar işitirdim.

Kulübün önüne 40 m civarında muhkem ve günlük yelken antremanları için son derece yeterli bir iskele yapıldı.
Bizim zamanımızda deniz olan sahil yıllar içinde biriken siyah kumlarla bir plaj haline geldi. Bu sene bu plaj ve arkasındaki kulüp bahçesi mevcut yönetimin çabaları ile çok hoş ve çağdaş bir cafe/beach haline dönüştü.
Şehrin tam göbeğinde insanların temiz bir kumdan temiz bir denize girebilecekleri duşu, kabini, kumunda minderi, cafesinde, italyan makarnası, salatası, sandwichleri, çayı, espresso kahvesi olan bir mekan oluştu. Çok da iyi oldu. Emeği geçenlerin eline , aklına sağlık.
2 yorum var:
Piratların bakımından ya da anternman niyetiyle yaptığımız yelkenden artakalan zamanlarda malzeme odasında perçinlerle poker,spor salonuna pencereden girip basket oynadığımızı da eklemek gerekir.
İnşallah bir gün gelir ziyaret ederiz anlattığın yerleri.Ben güzel bir çay bahçesi hatırlıyorum,sanırım bir caminin arkasındaki kahvenin denize bitişik asma altı bahçesiydi.Yoksa rüyadan bir parça mı?Zaman zaman gördüğüm bir rüyanın parçası da olabilir.Denize sıfır bir ev üst katından oltamı atıyorum denize,yosun kokan deniz ciğerlerimin içinde..
Her şeygönlünüzce olsun...
Yorum Gönder