Yazı büyüklüğünü değiştirmek için  + + + + +

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Sinop Tanıtım 6- Dr.Rıza Nur ve kütüphanesi

Ekli fotograf 1879`da Sinop`ta Kunduracı Mahmut Zeki ve Zarflıoğullarından Hacale hanımdan dünyaya gelen ; Osmanlı aydını, Cerrahi Profesörü, son Osmanlı meclisinin Sinop milletvekili, sonra Milli mücadelenin adamı, Sakarya savaşındaki sahra hastanesinin başhekimi, Cumhuriyetin ilk Eğitim bakanı, dış işleri bakanı vekili, Lozan konferansı münazaracısı, muharrir ama hepsinden önemlisi her dönemin Muhalifi Dr.Rıza Nur'un kurduğu ve vakfettiği kütüphane binasına ait.

Yelken kulübünün iskelesinden çektim. 6 ile 13 yaşlar arasında bu kütüphanenin tam arkasındaki rahmetli Hatice ve İsmail Baş'ın evlerinde kirada oturmuştuk. Yelken kulübü ve Derviş Ustanın yelkenlileri ile tanıştığım 9 yaşıma kadar çocukluğum kütüphanenin bahçesinde ve önündeki kayalıklarda tükmükcü ve guirtye gibi kaya balıkları tutarak geçti desem yeridir.

Bugün Fahri Güven'in bir yazısından aldığım kısa notlar ile muhalif hemşehrimiz Dr. Rıza Nur ile ilgili özet bilgiler aktarmak istiyorum..

.... Askeri Tıbbiye`ye devam eder ve buradan 1901`de Tabip Yüzbaşı olarak mezun olur. Tıbbiye`de tahsili sürdürürken dönemin siyasi teşkilatlarıyla teşriki mesaide bulunur. Ayrıca edebiyatla, felsefeyle uğraşır, aruzla yazdığı ilk şiirlerini `Malumat` mecmuasında neşreder. Tıbbiye`de okurken ise iki özelliğiyle tanınır: Çalışkanlık ve `umarsızlık.` Çalışkanlığıyla sınıf çavuşluğunu hak ederken, dünyaya aldırış etmemesi hasebiyle akadaşlarınca `Diyojen` lakabıyla anılır.

... Gülhane Hastahanesi`nde staj yaparken önce `Dahiliye` alanında Prof. Dicke Paşa`nın yanında çalışır. Sonra da cerrahi bölümüne geçerek operatör olur. Bu süreçte mezuniyet tezi olarak hazırladığı `Fenn-i Hitan` başlıklı çalışmayı kitap olarak neşreder. Bu kitap ve sünnet aletlerinden dolayı Sultan Abdülhamid`in takdirini kazanır ve kolağalığı rütbesine yükseltilir. Yazdığı eser ise hocalarınca beğenildiği için Prof. Wieting tarafından Almanca`ya tercüme edilir. 1905`de Gülhane`ye muallim muavini (doçent), 1907`de Askeri Tıbbiye cerrahi hocası (Profesör) olur ve binbaşılığa terfi eder.

1908`de İttihat ve Terakki Fırkası`ndan Sinop milletvekili olarak Meclis`e girer. Ancak İttihat ve Terakki Fırkasının iktidarını beğenmediği, fırka içindeki yolsuzluklara tahammül edemediği için önce muhalif ve sonra İttihat ve Terakki`den istifa eden ilk mebus olur....

....Prens Sabahattin`in fikirleri çerçevesinde bir araya gelen kişilerin kurduğu `Ahrar Fırkası`na dahil olur. Daha sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası`nın kurulması için çalışır. 1911`de bu fırkanın kuruluşundan kısa bir süre sonra yine muhalefet yaparak buradan da ayrılır..

..bazen `Müstakiller` bazen de `Prens Sabahattincilerle` birlikte İttihat ve Terakki iktidarına karşı siyasi muhalefete devam eder . Bir kaç kez tutuklanır ve suçsuzluğu kanıtlanana kadar kısa sürelerle Bekir ağa bölüğünde hapis yatar ve en sonunda yurt dışına kaçmak zorunda kalır.

.... İttihat ve terakki döneminin bitimi ile tekrar İstanbul`a döner ve son Osmanlı Meclis-i Meb`usan`ına Sinop mebusu olarak girer. Bu Meclis dağılınca Ankara`ya gider ve Milli Mücadele hareketine katılır. Milli Mücadele hükümetlerinde Maarif vekili (Mayıs-Aralık 1920), Sıhhiye ve Muavet-i İçtimaiye Vekili olarak görev yapar. 1923`de yine milletvekili olur. Lozan da dahil olmak üzere anlaşmalara katılarak Türkiye`yi temsil eder. Doğduğu şehir olan Sinop`ta büyük bir kütüphane kurarak Milli Eğitim Bakanlığı`na vakfeder.

`İzmir Suikastı`ndan sonra milletvekili olmasına rağmen Atatürk'e de muhalif olması nedeni ile muhaliflerin topyekün tasfiyesine girişilmesi üzerine sıranın kendisine geleceğinden endişe ederek 1926 dan 1938 e kadar 12 yıl yurt dışına çıkar. 1926-1933 yılları arasında Paris`te, 1933-1938 arası ise İskenderiye`de yaşar. Bu on iki yıllık süreçte pek çok eser kaleme alır. 1938`de tekrar yurda dönen Dr. Rıza Nur, Eylül 1942`de vefat eder.
Posted by Picasa

1 yorum var:

nevzat dedi ki...

Doktor Rıza Nur un Atatürk hakkında anılarında yazdıkları uzun yıllar yasaklılar listesinin başını çekiyordu sanırım.Şimdi serbest mi bilemiyorum ,bir zamanlar nereden elime geçti hatırlamıyorum okumuştum bazı yazılarını.Okuduklarım genellikle Atatürkün cinsel hayatı ve sarhoşluğu ile ilgili yazılardı.O zamanlar çok kızmıştım,şimdi okusam o zamanki kadar kızarmıyım bilemiyorum..

Yorum Gönder